Telekomda liberalleşme gerekli mi?

Haber Giriş : 24 Eylül 2005 16:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Dün Bernard Hoekman ve Sübidey Togan editörlüğünde 2005 yılında yayınlanan ?Türkiye'de Reform ve AB Üyeliği? konulu Dünya Bankası ve CEPR ortak yayınındaki E.Akdemir, E.Başçı ve G.Locksley tarafından gerçekleştirilmiş Telekom sektör incelemesine dayanarak bazı verileri gün ışığına çıkarmış ve Telekom'un yatırımlarının, mesela AB'ye kıyasla nasıl durduğunu ve neden özelleştirilme gerektiğini ortaya koymaya çalışmıştım.

Bugün aynı kaynaktan faydalanarak devam edeceğiz.

2003 yılı rakamları ile Türkiye'de mobil telefon sektöründe 100 kişi başına 30 telefon mevcut, AB ortalaması 76, AB adaylarında ise ortalama 39 telefon.

İnternet kullanımına bakılırsa da, sürekli internet kullanımında AB ortalaması nüfusun % 48 kadarı, bizde yüzde 3 ve AB adaylarında ise yüzde 15.

İnternet kullanan kişi yerine internet kullanımı olan hane sayısı da alınsa bizde hanelerin yüzde 7, aday ülkelerin yüzde 11 ve AB ortalamasında ise yüzde 38 kadarı sürekli internet kullanımına sahip.

Halbuki internet kullanım ücretlerine bakıldığında (satın alma gücü paritesi ile ayarlama yapılarak incelendiği takdirde) internet kullanımının bir saatlik maliyeti Türkiye'de 0.7 euro, AB ortalaması 1.7 euro ve AB adaylarında ise 3.1 euro. Dolayısıyla bizde internet daha ucuz olmasına rağmen daha az kullanılıyor. Aslında internetin az kullanımının nedeni açık: 100 kişi başına PC sahipliği sayısı, Türkiye'de 4, AB ortalamasında 33 ve AB adayları ortalamasında ise 13. PC olmayınca da internet kulanımı pek olmuyor.

Türkiye'de sabit telefonda aylık abonelik ücreti vergi dahil düşük: Ülkemizde 4.7 euro olan abonelik, AB ortalamasında 14.5 euro ve AB adaylarında ise 7.2 euro. Yani bizde abonelik göreli olarak ucuz. Ancak vergi dahil üç dakikalık lokal bir konuşmanın bedeli bizde vergi dahil 0.129 euro, AB ortalamasında 0.05 euro ve AB adayları ortalamasında ise 0.107 euro. Yani abonelik ucuz olsa da konuşma pahalı. Uluslararası hatlarda ise Türkiye çok pahalı fiyatlar nedeni ile çok az konuşuyor. Türkiye'de uluslararası telefon abone başına 39 dakika, AB ortalamalarında 253 dakika ve AB adaylarında ise 115 dakika.

Aslında Türkiye'deki sabit telefon hizmet kalitesi, 100 hatta yıllık hata sayısı göz önüne alınarak incelendiğinde oldukça da kötü. Ülkemizde 56 olan hata sayısı, AB ortalamasında 8, AB adayları ortalamasında ise 29.

Özetle Türkiye'de sabit telefon hizmeti tüm ülkeye oldukça yayılmış, ama son on yılda yeni yatırım yapılamıyor, sabit telefon kullanımı ucuz, ama servis oldukça kötü, uluslararası konuşma, internet kullanımı ve PC kullanımında ise çok gerideyiz.

Bu açıdan bakıldığında dünkü ve bugünkü sayıları özetlersek, ülkemizde sabit telefonda devletin yapamadığı yeni yatırımın yapılabilmesine ihtiyaç olduğu ve AB normlarına da uyum için liberalleşme gerektiğini söylemek mümkün. Telekom sektöründe AB uygulamasında liberalleşme ve özelleştirme tüketici açısından büyük avantaj getirmiş. 1998-2002 arasında AB'de telekomünikasyon hizmetinin fiyatları lokal hane konuşmalarında yüzde 14, uluslararası ticari konuşmalarda ise yüzde 70 oranında düşmüş.

Yani Türkiye AB'nin Telekom hizmetinin liberalleştirilmesi ve özelleştirilmesi tercihine uyduğu takdirde hizmet fiyatlarının önemli ölçüde düşmesi beklenmelidir. Bu nedenle de hem yeni yatırımlarla hizmetin geliştirilebilmesi hem AB normlarına uyum hem de fiyatın düşmesi açısından Telekom özeleştirilmesi ülkenin önünü açmış olacaktır. Bu iş için gerekli yeni hukuki düzen de 2004 yılında zaten yerine konmuştu.

Deniz GÖKÇE / Akşam

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber