AYM'nin, Sayıştay'ın denetim yetkisine dair kararı
Anayasa Mahkemesi, Sayıştay'ın denetim yetkisinde yapılan düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olmadığına karar verdi.

6661 sayılı Kanunun 19. maddesiyle 6085 sayılı Kanun'un 4. maddesinin (1) numaralı fıkrasına eklenen paragraf şöyledir:
"(a) ve (b) bentleri kapsamına giren şirketlerden doğrudan veya dolaylı
olarak kamu payı %50'den az olup ilgili mevzuatı uyarınca bağımsız denetime
tabi olan; şirketler, bunların iştirakleri ve bağlı ortaklıklarının denetimi,
ilgili mevzuatı uyarınca düzenlenen ve Sayıştaya gönderilecek olan bağımsız
denetim raporları esas alınarak yapılır. Sayıştay, münhasıran kendisine sunulan
bağımsız denetim raporlarını esas alarak hazırlayacağı raporu Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunar. "
Ana muhalefet partisi söz konusu hükümle ilgili olarak şu gerekçeyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştur:
"kamu payı %50'den az olup ilgili mevzuatı uyarınca bağımsız denetime tabi olan şirketler ile bunların iştirakleri ve bağlı ortaklıklarının denetiminde Sayıştayın yetkisinin, münhasıran kendisine sunulan bağımsız denetim raporlarını esas alarak hazırlayacağı raporu Türkiye Büyük Millet Meclisine sunmasından ibaret olduğu, bu suretle Sayıştayın denetim görüşü oluşturma, bağımsız denetçi raporunun uluslararası standartlara uygunluğunu denetleme ve denetim kanıtlarını inceleme imkanının ortadan kaldırıldığı, denetlenen şirket, iştiraki veya bağlı ortaklıkları tarafından seçilip ücreti yine denetlenen şirket tarafından ödenen bağımsız denetçiler tarafından yapılacak denetimin, hukuk devleti ile demokrasinin gereklerinden olan şeffaflık, saydamlık, bütçe hakkı ile yürütmenin yasama organına ve halka hesap verme ilkelerine uygun, etkili ve kapsamlı bir denetime olanak tanımadığı, Sayıştay denetiminin bütünlüğünün, belirliliğinin ve uygulanabilirliğinin ortadan kaldırıldığı, öngörülen denetim yönteminin adil ve hakkaniyete uygun olmadığı, kamu yararının bulunmadığı, benzer nitelikteki düzenlemenin iptalini öngören Anayasa Mahkemesinin 4.12.2014 tarihli ve E.2013/114, K.2014/184 sayılı kararında belirtilen gerekçelerin karşılanmadığı belirtilerek kuralın, Anayasamın 2., 153. ve 160. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür."
Anayasa Mahkemesi, iptal istemini reddetmiştir. 7 Şubat 2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan red gerekçesi şu şekildedir:
"35. Kanun koyucunun, Anayasa'nın 160. maddesinde belirtilenler dışında
kalan anılan nitelikteki ve sermayesinde belli bir miktarda kamu payı bulunan
şirketleri, bunların iştiraklerini ve bağlı ortaklıklarını Sayıştay denetimine
tabi kılıp kılmama, ayrıca Sayıştay denetimine tabi kıldığı takdirde denetim
yetkisinin kapsamını, yöntemini ve usulünü belirleme konusunda takdir yetkisi
bulunduğu açıktır. Bu nedenle, Anayasa'da belirtilenlerin dışında kalan ve kuralda
ifade edilen kuruluşların denetiminin, ilgili mevzuatı uyarınca düzenlenen ve
Sayıştaya gönderilecek olan bağımsız denetim raporlarının esas alınarak yapılacağının
ve Sayıştayın münhasıran kendisine sunulan bağımsız denetim raporlarını esas
alarak hazırlayacağı raporu Türkiye Büyük Millet Meclisine sunacağının hükme
bağlanmasında Anayasa'nın 160. maddesine aykırı düşen bir yön bulunmamaktadır.
Kaldı ki dava konusu kural ile kanun koyucu, anılan nitelikteki ve sermayesinde
belli bir miktarda kamu payı bulunan şirketler, bunların iştirakleri ve bağlı
ortaklıkları üzerindeki Sayıştayın denetim yetkisini ortadan kaldırmamakta,
denetim yetkisinin kapsamını, yöntemini ve usulünü diğerlerinden farklı şekilde
belirlemektedir."